OLUMLU DÜŞÜNMEK
Düşünceler zihnimizde fikirlerimizi oluşturur. İnsanlar hakkında olumlu düşünmeye başladığınızda fikirlerinizde olumlu hale gelecektir.
İnsanlar hakkında olumlu düşünerek sevilen biri olmak, bizi kaldırılması daha kolay biri yapar. Kurduğumuz her dostluk bizi bir birim daha yukarı kaldırır.
Aklımız zihinsel yayın yapan bir istasyon gibidir. Bu yayın sistemi bize iki kanaldan mesaj gönderir. Birincisi olumlu kanal, ikincisi olumsuz kanaldır. Hangi kanalda daha çok kalırsak o kanal daha çok ilgimizi çeker ve kanal değiştirmekte zorlanırız. Olumlu kanalı dinlemeyi alışkanlık haline getirmeliyiz.
Manevi bağları güçlü olanlar, strese daha kolay uyum sağlıyor. Kızgınlık, hiddet, öfke gibi sorunları daha az yaşıyor. Olaylara olumlu yaklaşan, kabullenme eğilimi yüksek, huzur ve mutluluğu küçük şeylerde bulan insanlarda endişe, kaygı, depresyon, panik bozukluk gibi ruhsal sorunlara pek rastlanmıyor. Baş ağrıları, sinirsel mide ve bağırsak sorunları, sebepsiz kalp çarpıntıları, kas gerginliği ve spazmları bu insanlarda daha az görülüyor.
Hayat sonsuz fırsatlar içerir. Olaylar ve insanların bizi kısıtlamasına izin vermemeliyiz. Hayatın zorluklarından, adaletsizliğinden şikayet etmek yerine, olduğu gibi kabullenmeye çalışmalıyız.
Hayatımızı korkular ve hırslar yerine, mantıklı düşüncelerin, gerçeklerin ve güzelliklerin yönlendirmesine izin vermeliyiz.
Kendinize güvenelim, başarı ve mutluluğu hak ettiğimize inanıp sorumluluklarımızı yerine getirerek, çevremizde olumlu ve iyimser kişiler bulunmasına dikkat edelim.
Konuyu bir öykü ile tamamlayalım.
MUHTEŞEM BİR GÜN
Bir gazeteci 102 yaşındaki bir adamla röportaj yapmak üzere evine gider. Gazeteci yaşlı adama ilk olarak bu kadar uzun yaşamasını ve bu yaşta böyle sıhhatli, dinç ve neşeli olmasını neye borçlu olduğunu sorar. Beklediği cevap, hiç sigara içmedim, kendimi yormadım, yoğurt yedim, ayran içtim, sabahları spor yaptım türünden bir şeydir. Ancak, ihtiyar adam, gazeteciye şu cevabı verir:
Evlat, Allah’ın bana lütfettiği her gün, erkenden yatağımdan kalkar ve halime şükrederek pencerenin önüne giderim. Bir iki dakika dinlendikten sonra, hava ister güneşli, ister yağmurlu, ister sıcak, ister soğuk olsun kendi kendime şunları söylerim: “Bu, tam benim istediğim gibi muhteşem bir gün”
Sevgilerle…
MURAT ERTAN
EĞİTİM BİLİM UZMANI
İLETİŞİM UZMANI